Demokrasinin güzelliği burada!

TÜRKİYE’DE SEÇİMLER?
Türkiye, seçimlere gidiyor..
Bilmeyen mi, var?
Bilmeyen, olur mu?
Kılıçlar, çoktan çekildi!..
Aman ha, bu “Kemal Kılıçdaroğlu’nun” kılıçı değil..
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın kılıcı ise hiç değil?
Öyleyse ne mi?
Bu,” iktidar ile muhalefetin kılıçları”, a canım!
Bir tarafta, “Cumhur İttifakı” partileri; AK Parti ile MHP ve yandaşları Büyük Birlik Partisi..
Diğer tarafta ise, “Millet İttifafıkını” oluşturan; CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, DP, Deva ile Gelecek” partileri..
Cumhur İttifakı’na karşı, Millet İttifakı?
Kılıçlar, nasıl çekilmesin?

BAHÇELİ GEREĞİNİ YAPAR MI?
“Cumhur İttifakı” adına, ilk olarak iktidarı oluşturan koalisyon ortaklarından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Cumhurbaşkanı” adayı olarak “Recep Tayyip Erdoğan’ı” açıklamadı mı?
Bahçeli, böyle ilk açıklamaları ne çok sever?
Bilmez miyiz?
“Kurt, puslu havaları sever”derler!
Severse, avcı da çaresini aramaz mı?
Ya da?
Tarih tekerrür eder mi?
Bilinir mi?
Bekleyelim, görelim değil mi ?

20 YILDIR MUHALEFET GÖREVİ!
Öte yanda ise, halkımız tarafından, “20 Yıldır muhalefet görevi” verilen  Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) ve son dönemlerde muhalif kanatta yer alan İYİ Parti ve bu safa dahil olan Saadet Partisi(SP), Demokrat Parti(DP) iye GELECEK ile DEVA partileri..
Evet, karşı mahallenin deyimi ile “altılı masa” paydaşları, siyasette, siyasi iktidarı, bu defa seçim yarışında yakaladı ve geçti diyenlerin sayısı gittikçe artıyor..
Şaka değil hani?
Durumu anladınız mı, yani kavrayabildiniz mi?

MANZARA HOŞ DEĞİL?
20 Yıldır, başarıları ile başarısızlıkları ve yanlışları ile iktidar koltuğunu bırakmak istemeyen bir Cumhur İttifakı var..
Karşı tarafta da;
“-ülkenin zenginliklerinin talan edildiğini,
-fabrikalarının satıldığını,
-kodrolaşma ile liyakatin ortadan maldırıldığını,
-demokratik değerlerin,”ben bilirim” anlayışına göre tayin -edildliğini, hak,hukuk,adalet temelinde büyük travmaların yaşandığını,
-halkın  üst üste gelen zamlar nedeni ile fakirleştiğini,
- “ yoksulluk” edebiyatının seçim beyannamesinde kaldığını,
-ihalelerin, hazine garantisi ile bir kesim iş adamlarına verildiğini bangır bangır dillendiren bir muhalefet” var..
Var mı kardeşim, var?

HALKIMIZ DEĞİŞİM DİYEBİLİR?
Öyleyse, bu seçimler de halkımız, son seçimlerde olduğu gibi “değişime” imza atabilir?
Atar mı, atar?
Nasıl ki, 20 Yıldır, AK Parti ve bu kesime oylar gönderilmişse, bu defa seçimler cepte keklik değil?
Birilerinin, salladığı gibi; ne iktidar yeniyor, ne de muhalefet yeniliyor?
Peki öyleyse ne oluyor?
Halkımız,tervihini böyle takdir ediyor..
Bir tarafa, ülkeyi yönetme, bir tarafa ise iktidarı denetleme görevi veriyor..
Burası Kırkpınar Güreş Alanı değil..
Demokrasilerde, hakem millettir...
Milletimiz, “seçim zamanı geldi mi, sandık başına gider”, tercihini yapar..

SEÇİMİN KAZANINI MİLLETİMİZDİR!
Bu işin, hep kazananı olarak, milletimiz görülürdü?
Anladık ki;
“Bu son ekonomik durum,
Siyasi kutuplaşma,
Dini alandaki ayrışma,
Yolsuzluklar,
Hukuksuzluklar,
halkımızın fakirleşmesi,
Dış politikada güven kayıbı..”, son seçimlerden sonra ibreyi muhalif kanata çevirdi..

GELİYOR MU GELMEKTE OLAN?
İşte muhalif kanadın, önde gelen lideri ve belirleyicisi olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu adı, öne çıkıyor..
“-Demokrasi mücadelesi,
-Yolsuzlukları dillendirmesi, peşini bırakmaması,
-Belli iş adamlarının korunması,
-Devletin önemli kadrolarına torpilli, partililerin doldurulması,
-Ekonomide,
-Sağlıkta,
-Eğitimde ve diğer alanlardaki çürümüşlük..”,
artık “milletimizin canına da tak” dedi!
Bu cenahın lideri CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tabir yerinde ise “kılıçları” çoktan çekti!..
Geliyor mu, gelmekte olan?
Aaa, siz de mi biliyorsunuz?

CESUR YÜREK?
Son günlerin en önde gelen, “duruşu, bakışı, anlayışı, tavrı ve olayları yorumlaması, yolsuzlukların ve talanın üzerine cesurca gitmesi ile olduğu kadar, bilge kişiliği, Türkiye sevdası, değişmeyen halk adamlığı ve aile yapısı ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu”, Sakarya’ya geliyor..
Gidip görmek, dinlemek ve gerekirse destek vermek gerek..
Köstekcilerden olmak, kime ne yarar sağlar?
Hele de düşmanca tavır?
Sakın ha?

SÖZ SANDIKTA SÖYLENİR!
Bu iktidarı ile muhalefeti ile her siyasi parti lideri için geçerli..
Beğenirsiniz, beğenmezsiniz, takdir sizin!..
Siyasette olup bitenleri anlamak, yorumlamak herkesin harcı olan bir şey değildir..
Siyasi liderleri, “denemeden, fikir sahibi” olan var mı?
Bir Sakaryalı olarak, gider dinlerim, sözlerini adalet kantarında tartarım..
“Laga, lugaya”(Gevezeliğe, boş boğazlığa, bilgiçliğe..) ne gerek var?

KİMDEN YANA?
Yapacakları, projeleri, düşünceleri kimdine yana?
Ona bakarım?
Halktan mı?
Zengin zümreden mi?

İhaleci ittifakından mı?
Adaletten mi, eşitlikten mi, sosyal, hak, hukuktan mı?
Düşmanlık rüzgarları estirmeden, kin ve öfkeden arınmış bir Sakaryalı olarak, kim olursa olsun, aynı tavrı sergilerim!..
Zira benim partim yok!
Bu kentin, bu ülkenin bir bireyi olarak, görüş ve düşüncelerimi paylaşmak benim en tabii hakkımdır..
“Ankara ne der” diye bakmam?
Katılan olur, olmaz!
Her fikre, her siyasi düşünceye, saygım sonsuzdur..

DEMOKRASİNİN GÜZELLİĞİ BURADA!
Farklı düşünceleri olanlar olur, kutlarım..
Kutuplaşmadan, kutuplaştırmadan, ince eler sık dokurum!..
Kişisel menfaatlere değil, ülke menfaatlerine bakar, oyumu kullanır, beş yıl sonra aynaya bakarım!..
Nerede, ne yanlış yaptım ki?
Ya da yapmadım ki?
“Demokrasinin güzelliği” burada işte!..
“Milletin kararına, saygı göstermek” gerekmez mi?
Şimdiden hoş gelmişler, sefa gelmişler!
Sakarya, kimleri görmedi ki?
Bir “9 Eylül” geride kaldı, Ya “12 Eylül’ü” untmadık değilmi?
Yusuf Cinal yazıyor, 12 Eylül 2022 Gaziantep