Likayetsizler ülkesi?!

YUSUF CİNAL

25-08-2022 11:12

Sevgili okurlar,
Türkiye’nin gündeminden bir türlü gitmeyen “şu diploma” meselesi gerçekten vatandaşlarımız nezdinde çok önemli  görülüyor..
Evlatlarını geleceğe en iyi şekilde hazırlayanların beklentilerinin bu manada, ne kadar anlamlı olduğunu söylemeye, hatırlatmaya gerek var mı?
Binbir emek ver, oğlunu kızını okut, görev bekle!
Yani, “yeme içmenden kes, kıl kanaata razı ol, ama siyaset makamı” bildiğini okusun?
Oldu mu ya?
“Liyakat” dediğimiz kurumu aşındırırsanız, “eşit, hak, hukuk” temelindeki kavramları aşındırırsanız, o zaman milletin söylediğine olduğu kadar, öfkesine de hazır olacaksınız!?
Çok uzağa gitmeyelim?

GÖREV BEKLİYORLAR?
Benim de yakınlarımın evlatları okudular, diplomalarını aldılar ve çok güvendikleri devletlerinden görev bekliyorlar..
Evet, “okulu bitirmen, diploma alman, artık yeterli” olmuyor?
Neden mi?
Çünkü “devlet kapısında” görev üstlenmeniz için, KPSS denilen sınava girmeniz gerek?
Tamam sınava girelim!
Ama,” eşitlik, adalet” bu sınavlarda var mı?
Üzülerek ifade edelim ki, “siyasi iradenin hakim olduğu yıllarda, maalesef diplomalı kesim, gençlerimiz, evlatlarımız büyük bir kıyıma ve ayrımcılığa” uğradılar!..
Aksini söyleyebilirmisiniz?

ŞAİBELİ YILLAR?
Başta askeri okullar olmak üzere, devletin diğer kadrolarına girişte yapılan sınavlarda, “çalınan soruların, ayrıcalıklı, imtiyazlı bir kesime verilmesine” tanıklık etmedik mi?
Daha çok yeni “KPSS sınavı” iptal edilmedi mi?
Bir “siyasi irade”,nasıl olurda insanları arasında böyle bir ayrımcılığa imza atar?
Devlet birimlerinde “kadrolaşmak” adına, göz yumulan böyle kaç sınava yapıldı?
“Altın nesil yetiştireceğiz” diye, “siyasi irade ile ortaklık yapanların, hırsızlıkları, sınav cinlikleri, kurnazlıklarını” bana kim nasıl izah edecek?
Sorumluluğunuz yok ha?
Siz onu benim küllahıma anlatın diyeceğim, ama bu “ al küllah, ver takke” devleti soyanlardan, bugüne kadar hiç hazmetmedim!?...
Hala da bu noktada, “adil, eşit, hak, hukuk” temelinde, devlet işlerinin “siyasi irade” tarafından yönetilmesinden yanayım..
“Açık, net, şeffaf” sınavlar özlemimizdir..

DEMOKRATİK TEMAYÜLLER?
“Demokratik temayüller” çerçevesinde, insanını eşit, tarafsız, yansız, beklentisiz kabul eden siyasetlerden yanayız!
İlla bir tarafı tutma, bir tarafı kollama, bir tarafı seçme mecburiyetimiz mi var?
Yani,” sizden olmayının” canı mı çıksın?
Bu nasıl siyasi anlayış?
Bu nasıl, devleti yönetim anlayışıdır?
Biri çıkıp izah edebilir mi?
Bütün bunları “seçilmişsiniz” diye mi dayatıyor,kuralları hiçe sayıyorsunuz?
Sizi seçenler kadar, seçmeyenlerin hakkı, hukuku ne olacak?
Böyle bir anlayışın başarılı olması beklenebilir mi?
İşte, bu anlayışın birgün bir yere toslayacağını söyleyenler haklı çıkmadılar mı?

KPSS SINAVANI GİRDİ Mİ?
20 Yılda sadece olumsuzlukları saymaya kalksak, görürüz ki, hangi birini sayalım?
Akyazı’da bir ortamda, bir siyasi kişilik ile birlikteyiz..
İki yakınımın üniversite mezun olduğunu, iki yıldır  iş bulamadıklarını söyledim..
Bu kişilik,” KPSS” sınavanı girdiler mi demez mi?
İşlerine geldiklerinde KPSS sınavı?
İşlerine gelemidklerinde ise, kim takar KPSS sınavanı?
Yetkiyi ele geçirenlerin, bu ülkeye verdikleri zarar, ziyanı düşünebiliyormusunuz?
Bu zarar, ziyan öyle hesaplanacak cinsten değil?
Tam bir iki nesil kaybı bu?
Telefasi bile mümkün değil!
Buraya, diploma ve liyaketten geldik..

AH HAMZA AH?
Bakınız gazetelerde  eski şampiyon güreşçilerimizden Hamza Yerlikaya’nın, “lise diplomasının sahte olduğu mahkemece” tescillendi..
Umurlarında mı?
Umurlarında olsa, bu zatı muhteremi, bir bankanın yönetimine, bir bakanlık yardımcılığana atarlarmıydı?
”Balık baştan kokar” diyenlere, gel de hak verme?
Bu Hamza Yerlikaya kim?
Ah şampiyon ah!
Hep “şampiyon kalsaydın” ne olurdu ki?
Neyin eksilirdi?
Bir güreşçi olduğu ve Türkiye Cumhuriyeti Bayrağını göndere çekenlerden biri olduğunu biliyoruz..
Peki, devlet birimlerinde görev üstlenmesi için “liyakat” sahibi mi?
Lise diploması sahte olan biri hakkında, “liyakatten” söz edebilirmiyiz?
Burada Hamza Yerlikaya’yı zerre kadar suçlamıyorum?..
Asıl suçlu, yetkiyi verdiklerimizin, o yetkiyi, o vekaleti suistimal ettikleridir?
Bu milletin Hamza Yerlikayaları biter mi?
Bitmez!
Peki diğerlerini, kim kollayacak, kim gözetecek?
Onların siyasi dayıları, amcaları yoksa, ne yapacaklar?

AVRUPA’DAN BİR ÖRNEK?
Burada “liyatten” söz etmişken, Avrupa’dan da bir örnek vermenin tam zamanıdır..
Başta Brüksel olmak üzere, Paris, Amsterdam, Köln, Münih, Berlin, Hamburg ve diğer kentlerde yeni bir yaşam kesiti içinde, “başarı öyküleri” yazan insanlarımızın, yeni nesil evlatlarından habereniz var mı?
Onların her biri cihan parçası!
Çok dilli, çok kültürlü, vatansever, sevgi ve saygı timsali onlar!?
Siz, siyasi anlayışlarınınzdan hareket ile bu kesim içinden birilerini ayrıcalıklı olarak seçer,”büyükelçilik” gibi önemli bir göreve getirirseniz, o zaman, bu görev için okuyan, diplomasını almışları ne yapacaksınız?
Onların hakkı, hukuku ne olacak?
İşte Ozan Ceyhun, işte Mahinur Özdemir ve diğerlerinin “büyükelçilik” koltuğuna oturma ayrıcalıkları nedir?
Bunu siyasi iradenin, hangi anlamda ve hangi manada yaptığını bu milletin bilme hakkı yokmudur?
Kesinlikle Ozan Ceyhun ve Mahinur Özdemir’in kariyerlerini sorgulamıyorum!
Bu konuda yeterlilik belgeleri vardır belki de?
Ama, “bu ülkenin dış politikasına yön vermek, ülkesine hizmet etmek için dirsek çürüten, evlatlarını bu görev için yetiştirenlerin” günahı ne?
Onların bir siyasi lidere, bir siyasi partiye yakın olmamaları mı sorun?

SİYASET KURUMU?
Değilse, bu yeni durumu kim, nasıl izah edecek?
“Siyaset kurumu”, her yapılacağı, her hizmeti, her tasarrufu kendisinde hak göremez!
Sadece “seçilmiş olmak” devletin tüm temayüllerini alt-üst etmenize, izin vermez!
Cumhuriyet tarahinde böylesine ne rastladık, ne de tanıklık ettik!
İnşallah, gelecekte ülke yönetimine talip olanların, bu hususları gözönüne alarak, “eşit, adil, hak, hukuk temelinde hareket etmelerine” öncelik verilir..
Milletin evlatları arasındaki bu ayrımcılağa bir son verilir!
Sınavlar doğru, dürüst yapılır, hak eden, hak ettiği görevlere getirilir..
Bunu çok ama çok önemsiyorum..
Bu ülke, “ehil, yeterli donanımlı insanların göreve getirilmesi” ile ancak hedefe ulaşır!
Türkiye’yi, “liyakatsizler ülkesi” haline getirmeye kimsenin hakkı yoktur!
Lütfen, “mahkeme kararlarını” dikkate alın ve gereğini yapınız!
Yusuf Cinal yazıyor, 25 Ağustos 2022 Akyazı

DİĞER YAZILARI Kadınlarımıza daha fazla sorumluluk, yetki vermeliyiz! 01-01-1970 03:00 Kral öldü, yaşasın yeni kral! 01-01-1970 03:00 Memleket meseleleri önceliğimizdir.. 01-01-1970 03:00 İpin ucu kaçmış, kim yakalar? 01-01-1970 03:00 Kazakistan ve Türkiye’de yaşamak? 01-01-1970 03:00 Hizmetin hakkını verenler ve kenti yaz-boz tahtasına çevirenler? 01-01-1970 03:00 Cumhuriyet bekçileri, haricilere geçit vermez! 01-01-1970 03:00 Horozumun tüyü kara? 01-01-1970 03:00 Görmedim, duymadım, işitmedim! 01-01-1970 03:00 Yakalanan iktidar rüzgarı? 01-01-1970 03:00 Demokrasinin güzelliği burada! 01-01-1970 03:00 Tekirdağ birlikteliği sürmeli!? 01-01-1970 03:00 Tekirdağ’da mest olduk! 01-01-1970 03:00 Duada bile ayrışıyorsak, Allah korusun! 01-01-1970 03:00 Al sana çözüm! 01-01-1970 03:00 Hep dünde kaldılar? 01-01-1970 03:00 Ülkenin freni boşalmış! 01-01-1970 03:00 Dibe vuran siyasi anlayış? 01-01-1970 03:00 ŞU bizim mesleğin temsilcileri? 01-01-1970 03:00