Sevgili okurlar,
Haftasonu Karasu İlçemiz’deydim..
Sonbahar güneşinin yakıcılığı kadar, denizin buyur eden edasını anlamak lazım!..
Ya kızgın kumda seke, seke koşan çocuklara ne demeli?
Traktörü ile küçük ama lüks teknesini denizi indirmeye çalışan adama yardıma koşanlar, teknede bir tur atmanın keyfini yaşarken, gözlerim ufuktaki balıkçı teknelerine takıldı..
Aman Allah’ım o kadar çok ki?
Demek ki, deniz bereket saçıyor!
Ah bir bilseler?
Umutlar hep fındık dallarında ya?
Ama, işi bilene tabii!
Palamut ve şimdiden hamsi tezgahlara düştü..
Sırada diğer balıklar!
Karasu Limanı için sıra bekleyen gemileri görmezden gelebilirmiyim?
Kaç gün bekleyecekler ki, limana girmek için?
Ya limana, yine kum dolmuşsa?
Bekle baba, bekle!
“Sen simit, su, helva satacağım” diye sahilde emekle..
Gözlerime bak, ışığı gör!
Yalana kafa takma, talanı görme, hesap isteme?
Ah be Karasu?
Nasıl da yağmalanmışsın ki?
Nasıl?
Nasıl mı?
YAĞMACI ZİHNİYET?
Gelin Karasu’nun yürekli, cesur, tertemiz yüreği ile evladı Muzaffer Tatlı’nın son yazısına bir göz atalım:
“Karasu'da, karşımda oturan "Kır saçlı
Adam" haricinde, herkes susuyor, (Yağmacı) AKEPE zihniyeti, Türkiye'de olduğu gibi Karasu'da da cirit atıyordu...
*
Çevreme baktığımda ise, "Aydın (?)" geçinen ; "Merak etmeyin, gelecek çok güzel olacak" diyerek, aklınca umut pompalayan, konuşup da, hiçbir şey yapmayan, o kadar çok kişi var ki...
*
Karasu'da kamuya ait araziler "Hayır satamazsınız" diyen
"Kır Saçlı Adamın" karşı duruşuna rağmen satılıyor da, "Ağzı var dili yok" durumundaki aydın geçinenler, ne yazık ki, "Susmanın erdem olduğunu" belletiyorlar topluma, bu sessiz duruşlarıyla..”
İşte size Karasu!
Şehre daha girişte, sizi koca, koca panolardaki yağmacı zihniyetin isimler karşılar?..
Onlar mı?
Bilmiyorsunuz değil mi?
Bu şehrin kaymağını, kaymaklısından yiyenler?
Sözde ilerici, demokrat, aydın ve Karasu’nun geleceğine çivi çakanlar?
Hey yavrum, hey!
Yağma Hasan’ın böreği bunlar?
SUSMAMAK,HAYKIRMAK?
Yine Sevgili Muzaffer Tatlı’nın o can alıcı zözleri ile devam edelim:
“Veeee..."Kır Saçlı Adam" yarın(Salı) günü gireceği çok kritik ameliyat öncesi bana dşyordu ki; "Karasu'nun kamusal alanlarının talan edilmesine karşı, eğer sen de ses çıkarmazsan gözlerim açık gider ve iki elim yakanda olur" sözleriyle salı günü ameliyat için yola çıkıyordu...
*Ben de son söz olarak diyorum ki ; Sana söz…Susmayacağım ve sonuna kadar haklı mücadelenin yanında olacağım…
Allahım seni korusun, zorluklarını kolay eylesin, “Kır Saçlı Adam…”
Hani ara sıra derim ya, “neyini yazayım memleketin, neyini” diye?
Gün doğuyor güzelim, şu tepenin ardından mutlu yarınlara!
Nasılsa, ülkede minareyi çalan kılıfını uyduruyor?
Sattım gitti!
Verdim gitti!
Yedim bitti!
Biz yaptık, oldu?
Anlayış bu ya, hep merak ederim..
Bu Karasu cadde ve sokaklarında yükselen binalara imza atanların neonlardaki, yanıp sönen adları, “acaba ilçenin önemli bir eserinde” hayat buluyor mu?
Yani,” bu ilçenin zenginlikleri, kazanımları, halkına, gençlerine, geleceğine” yansıyor mu?
İşte, asıl mesele burada?
BOZUK PARA GİBİ?
Yoksa, bu ilçenin zenginlikleri aşırı ülkelerde, zevkü sefaya mı harcanıyor?
Hemi de;”bozuk, beleşine para” gibi!
Vah ki, ne vah!
Yine de Karasu, çok şanslı?
Neden mi?
Karasu’nun bu durumunu yazacak bir Muzaffer Tatlı’sı var!
Ya diğer ilçelerin?
Görmedim, duymadım, işitmedim!
En iyisi, üç maymunu oynamak?
Oh ne güzel memleket?
“Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” öyle mi?
Hep merak ederim ya, bu kentin zenginlerinden, iş insanlarından, girişimçilerinden, “bu topraklara bir işaret taşı bırakan, bir eser armağan eden kaç kişi var” diye?
Bu ilçenin gezginlerinden Erdal Bıçakcı, nerede mi?
Nerede olacak, paylaşımlarından anlamadınız mı?
Devrin hakimine inat, Newyork’ta, Central Park sefasında..
Hiçbir şey yapmasa bile, Karasu’nun göbeğine diktirdiği o,” Gazi Mustafa Kemal Atatürk Heykeli” ile adını çoktan tarihe yazdırdı..
“Siz heykel dikiyor”, biz ise,”yol, köprü, tünel yapıyoruz” diyenlere bakmayınız!?
KAHRAMANLARIN HEYKELİ DİKİLİR!
“Yolu, köprüyü, tüneli” yapacak çok adam bulursunuz ama, “kahramanların heykelini dikecekleri” bulamazsınız?
Hele, satacakları?
Miras yedileri?
Heykeli dikecekleri bulsanız bile, kahramanı bulamazsınız?
İşte, “memlekette Vahdettin’i kahramanlaştırmak isteyenler”, bunu bir türlü anlamıyorlar?
Ne demek istediğimi, elbette anlayanlar var!
Ya anlamayanlar?
Dönüp, Adapazarı’na, Serdivan’a, Erenler’e, Karasu’ya, Akyazı’ya, Hendek ve Geyve ile diğer ilçelere bir baksınlar?
Ne demek istediğimi, daha iyi anlarlar!
Ama önce Karasu’nun vefalı, duyarlı evladı Muzaffer Tatlı’nın yazdıklarını bir okusunlar!
Unutmayınız, “her ülke, kahramanlarının heykelleri” ile hayat bulur!
Özgür, bağımsız, zengin, huzurlu ve güvenli!
Çünkü, o ülkelerin çalanı yoktur!
Hesap vereni vardır!
Anlaşılmıştır herhalde?
Bu memlekette heykel diken ile bu milleti (diken) bir olmaz!
İnşallah, durum iş, işten geçmeden anlaşılır?
İlla, Muzaffer Tatlı’nın yazmaszı mı gerekli?
Yusuf Cinal yazıyor, 20 Eylül 2022 Adapazarı